KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     37 : 8   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
لَا
يَسَّمَّعُونَ yessemmeǔne dinleyemezler
إِلَى ilā
الْمَلَإِ l-melei melekleri
الْأَعْلَىٰ l-eǎ’lā yüce
وَيُقْذَفُونَ veyuḳƶefūne ve taşlanırlar
مِنْ min
كُلِّ kulli her
جَانِبٍ cānibin yandan
 
Ayet Meali

Lâ yessemmeûne ilel meleil a’lâ ve yukzefûne minkulli cânib(cânibin).



Elmalı Hamdi Yazır

Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.



Diyanet
Onlar, artık mele-i a´lâ´ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.



Ahmed Hulusi
(O şeytanlar) Mele-i Âlâ`yı dinleyemezler ve her taraftan şiddetle defedilirler!



Yaşar Nuri Öztürk
Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler. Ve her taraftan atışa tutulurlar;



Muhammed Esed
(ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yüce sakinler topluluğuna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup sürülsünler,



Edip Yüksel
Yüce topluluğu dinleyemezler; her yandan atılırlar.



Mustafa İslamoğlu
ki yüce katın sakinlerini dinleme (girişiminde) bulunamasınlar ve her yandan yüz geri edilsinler;



Hakkı Yılmaz
(7-10)Kur’ân’dan, az da olsa yararlanan ve –roketle uzaya çıkanlar hariç– sürekli gayret içinde olan, herkesçe dışlanan ve Kur’ân’a kulak vermeyen tüm düşünce yetilerinden koruduk; bunlar uzayda işe yaramaz, faaliyet gösteremez.*