KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     40 : 85   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَلَمْ felem fakat
يَكُ yeku sağlamadı
يَنْفَعُهُمْ yenfeǔhum kendilerine bir fayda
إِيمَانُهُمْ īmānuhum inanmaları
لَمَّا lemmā zaman
رَأَوْا raev gördükleri
بَأْسَنَا be’senā hışmımızı
سُنَّتَ sunnete yasası budur
اللَّهِ llahi Allah’ın
الَّتِي lletī
قَدْ ḳad elbette
خَلَتْ ḣalet gelip geçen
فِي hakkında
عِبَادِهِ ǐbādihi kulları
وَخَسِرَ ve ḣasira ve ziyana uğramışlardır
هُنَالِكَ hunālike orada
الْكَافِرُونَ l-kāfirūne kafirler
 
Ayet Meali

Fe lem yeku yenfeuhum îmânuhum lemmâ reev be’senâ, sunnetâllahilletî kad halet fî ibâdih(ibâdihî), ve hasire hunâlikel kâfirûn(kâfirûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah´ın, kulları hakkındaki geçegelen kanunu budur. İşte kâfirler bu noktada hüsrana düştüler.



Diyanet
Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah´ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.



Ahmed Hulusi
Fakat hışmımızı gördükten sonra onların iman etmeleri kendilerine fayda vermedi! Bu, geçmişten beri uygulanan kulları hakkındaki Sünnetullâh`tır! Hakikat bilgisini inkâr edenler (hakikatlerinden, Sünnetullâh`tan perdeliler) işte bundan dolayı hüsrana uğradı!



Yaşar Nuri Öztürk
Ne var ki, şiddetimizi gördüklerinde, ettikleri iman kendilerine yarar sağlamadı. Allah´ın, kulları hakkında işleyip duran yolu yöntemidir bu. İnkârcılar orada hüsrana uğradılar.



Muhammed Esed
Fakat cezamızın farkına vardıktan sonra iman etmiş olmaları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. Allah´ın kulları için her zaman uyguladığı yol yöntem budur. İşte, hakikati inkar etmiş olanlar, o zaman ve orada, ziyana uğramış olacaklardır.



Edip Yüksel
Azabımızı gördüklerinde gerçeği onaylamaları kendilerine bir yarar sağlamaz. Bu, daha önceki kulları hakkında sürekli uygulanan ALLAH’ın sünneti (yasası) dır. İşte o zaman inkârcılar hüsrana uğramışlardır.



Mustafa İslamoğlu
Fakat kahredici cezamızı gördükten sonra iman etmeleri, onlara hiçbir yarar sağlamadı. Kulları hakkında geçmişten bugüne Allah’ın uygulaması budur: Nitekim inkarı tabiat edinenler orada ve o anda hüsrana uğradılar.



Hakkı Yılmaz
Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine yarar sağlayacak değildi. –Allah’ın, kulları hakkındaki sürüp giden tutumu...– İşte kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimseler burada kaybettiler, zarara uğradılar.