KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     43 : 47   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَلَمَّا felemmā ne zaman ki
جَاءَهُمْ cā'ehum onlara gelince
بِايَاتِنَا biāyātinā ayetlerimizle
إِذَا iƶā hemen
هُمْ hum onlar
مِنْهَا minhā onlarla
يَضْحَكُونَ yeDHakūne (alay edip) gülmeğe başladılar
 
Ayet Meali

Fe lemmâ câehum bi âyâtinâ izâhum minhâ yadhakûn(yadhakûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.



Diyanet
Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.



Ahmed Hulusi
Onlara işaretlerimizle geldiğinde, onlar hemen bunlara güldüler!



Yaşar Nuri Öztürk
Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.



Muhammed Esed
Ama önlerine (mucizevi) işaretlerimizi getirince, hemen onları alaya aldılar,



Edip Yüksel
Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.



Mustafa İslamoğlu
Fakat ardından, onların önüne mucizevi ayetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar.



Hakkı Yılmaz
Sonra da Mûsâ âyetlerimizi/ alâmetlerimizi/ göstergelerimizi onlara getirince, onlar hemen âyetlere gülüverdiler.