KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     44 : 39   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
مَا
خَلَقْنَاهُمَا ḣaleḳnāhumā onları yaratmadık
إِلَّا illā dışında bir sebeple
بِالْحَقِّ bil-Haḳḳi hikmetli bir gaye
وَلَٰكِنَّ velākinne fakat
أَكْثَرَهُمْ ekṧerahum onların çoğu
لَا
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne bilmiyorlar
 
Ayet Meali

Mâ halaknâhumâ illâ bil hakkı ve lâkinne ekserehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Biz onları hak ve hikmetle yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.



Diyanet
Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.



Ahmed Hulusi
Biz onları yalnızca Hak (Esmâ özelliklerimizin açığa çıkışı) olarak yarattık! Ne var ki onların çoğunluğu (bu hakikati) bilmezler.



Yaşar Nuri Öztürk
İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.



Muhammed Esed
Bunların hiç birini (deruni bir) hakikatten yoksun yaratmış değiliz ama çoğu bunu anlamaz.



Edip Yüksel
Biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. Ne var ki onların çoğu bilmezler.



Mustafa İslamoğlu
lakin bunları, bir başka değil sadece gerçek bir amaç uğruna yarattık; ne var ki onların çoğu bunu kavramıyor.



Hakkı Yılmaz
Biz, o ikisini sadece hak/ gerçek ile oluşturduk. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.