KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     83 : 17   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
ثُمَّ ṧumme sonra
يُقَالُ yuḳālu denilecektir
هَٰذَا hāƶā işte budur
الَّذِي lleƶī şey
كُنْتُمْ kuntum olduğunuz
بِهِ bihi onu
تُكَذِّبُونَ tukeƶƶibūne yalanlıyor(lar)
 
Ayet Meali

Summe yukâlu hâzellezî kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Sonra da onlara: «İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir» denilecek.



Diyanet
Sonra onlara: «İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur» denilir.



Ahmed Hulusi
Sonra: "İşte bu, yalanladığınız şeydir" denilir.



Yaşar Nuri Öztürk
Sonra da: "İşte budur, o yalanlamakta olduğunuz şey!" denilecektir.



Muhammed Esed
ve kendilerine, "Bu, işte sizin yalanlamaya düşkün olduğunuz (şey)dir!" denilecek.



Edip Yüksel
"Yalanlamakta olduğunuz şey işte budur" denir.



Mustafa İslamoğlu
sonra kendilerine denilecek ki: "işte sizin yalanlamayı adet edindiğiniz hakikat budur".



Hakkı Yılmaz
Sonra da: “İşte bu, kendisini yalanlayıp durduğunuz şeydir” denilir.