KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     21 : 87   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَذَا ve ƶā ve Zü(nnun’u)
النُّونِ n-nūni (ve Zün)nun’u
إِذْ zira
ذَهَبَ ƶehebe gitmişti
مُغَاضِبًا muğāDiben kızarak
فَظَنَّ fe Zenne sanmıştı
أَنْ en diye
لَنْ len asla
نَقْدِرَ neḳdira güç yetiremeyeceğiz
عَلَيْهِ ǎleyhi kendisine
فَنَادَىٰ fenādā nihayet yalvardı
فِي içinde
الظُّلُمَاتِ Z-Zulumāti karanlıklar
أَنْ en diye
لَا yoktur
إِلَٰهَ ilāhe tanrı
إِلَّا illā başka
أَنْتَ ente senden
سُبْحَانَكَ subHāneke senin şanın yücedir
إِنِّي innī muhakkak ben
كُنْتُ kuntu oldum
مِنَ mine
الظَّالِمِينَ Z-Zālimīne zalimlerden
 
Ayet Meali

Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn(zâlimîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Zünnun´u (balık sahibi Yunus´u) da hatırla. Hani o, öfkelenerek gitmişti de, bizim kendisini hiçbir zaman sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Fakat sonunda karanlıklar içinde: «Senden başka ilâh yoktur, sen münezzehsin, Şüphesiz ben haksızlık edenlerden oldum» diye seslenmişti.



Diyanet
Zünnûn´u da (Yunus´u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti.



Ahmed Hulusi
ZünNun (Yunus)... Hani kızarak çekip gitmiş ve kendisini sıkıştırmayacağımızı zannetmişti! Nihayet karanlıklar içinde: "Tanrı yok (benliğim yok); sadece Sen (hakikatimi oluşturan El Esmâ mânâların)! Senin (Esmâ mânâlarını açığa çıkaran olarak bu işlevimle) tespihindeyim! Muhakkak ki ben zâlimlerden oldum" diye yönelmişti.



Yaşar Nuri Öztürk
Ve Zünnûn. Hani kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum."



Muhammed Esed
Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.



Edip Yüksel
ZanNun (yani isminde ‘Nun’ harfi bulunan Yunus) da… Protesto ederek görevini terketmişti. Kendisini kontrol edemeyeceğimizi sandı. Sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, "Senden başka tanrı yok. Sen yücesin. Ben yanlış davrananlardan oldum" diye yalvardı.*



Mustafa İslamoğlu
Ve balık olayının kahramanını da (gündeme taşı)! Hani bir zamanlar o, hakkında işlem yapmayacağımızı düşünerek, öfkeyle (görev yerinden) çekip gitmişti. Derken o (düştüğü) zifiri karanlığın içerisinde "İbadete layık başka ilah yok; sadece yüceler yücesi olan Sen varsın: hiç şüphesiz ben (bu tavrımla) zalimlerden biri olup çıktım!" diye yakarmıştı.



Hakkı Yılmaz
Ve Zünnûn’u [kılıç sahibini, Ninovalı’yı], hani öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı. Sonra da karanlıklar içinde, “Senden başka ilâh diye bir şey yoktur! Seni tenzih ederim. Şüphesiz ben yanlış; kendi zararlarına iş yapanlardan oldum!” diye seslenmişti.