KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     22 : 44   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَأَصْحَابُ ve eSHābu ve halkı
مَدْيَنَ medyene Medyen
وَكُذِّبَ ve kuƶƶibe ve yalanlanmıştı
مُوسَىٰ mūsā Musa
فَأَمْلَيْتُ feemleytu ben de bir süre vermiştim
لِلْكَافِرِينَ lilkāfirīne kafirlere
ثُمَّ ṧumme sonra
أَخَذْتُهُمْ eḣaƶtuhum onları yakalamıştım
فَكَيْفَ fe keyfe nasıl
كَانَ kāne oldu
نَكِيرِ nekīri benim inkarım
 
Ayet Meali

Ve ashâbu medyen(medyene), ve kuzzibe mûsâ fe emleytu lil kâfirîne summe ehaztuhum, fe keyfe kâne nekîr(nekîri).



Elmalı Hamdi Yazır

(Şuayb´ın kavmi olan) Medyen halkı da (Şûayb´ı) yalanladı. Musa da (Firavun tarafından) yalanlandı. Ben de o kâfirlere bir süre verdim. Sonra da onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler.



Diyanet
(42-44) (Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh´un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim´in kavmi, Lût´un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!



Ahmed Hulusi
Ashab-ı Medyen de (yalanlamıştı)... Musa da yalanlandı... Ben de o hakikat bilgisini inkâr edenlere mühlet verdim, sonra onları yakaladım... Beni inkâr etmenin sonucunu yaşatmam nasıl oldu!



Yaşar Nuri Öztürk
Medyen halkı da. Mûsa da yalanlamıştı da ben, inkârcılara biraz süre vermiş sonra hepsini yakalamıştım. Nasılmış benim azabım!



Muhammed Esed
Medyen halkının (yaptığı gibi); ayrıca, Musa da (Firavun ve yandaşlarınca) yalanlanmıştı. (Her seferinde) hakkı inkar edenlere belirli bir süre için fırsat verdim, ama günü gelince onları kıskıvrak yakaladım ki böylece, Benim onları hiçe saymam nasıl olurmuş, görsünler!



Edip Yüksel
Medyen yerlileri de… Musa dahi yalanlandı. Ben o kafirlere süre tanıdım ve sonra onları hesaba çektim; beni tanımamak da nasılmış!.



Mustafa İslamoğlu
Medyen ahalisi de (öyle yapmış) ve Musa da yalanlanmıştı. Hepsinde de kafirlere süre tanıdım, ama sonunda onları enseledim: haydi, Beni inkar nasıl olurmuş görsünler bakalım!



Hakkı Yılmaz
(42-44)Ve eğer onlar, seni yalanlıyorlarsa bil ki onlardan önce Nûh’un toplumu, Âd, Semûd, İbrâhîm’in toplumu, Lût’un toplumu, Medyen ashâbı da yalanlamışlardı. Mûsâ da yalanlandı da Ben, kâfirlere; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimselere bir süre verdim. Sonra da onları yakalayıverdim. Peki, Beni tanımamak nasılmış!