KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     24 : 33   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَلْيَسْتَعْفِفِ velyesteǎ’fifi ve iffetlerini korusunlar
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
لَا
يَجِدُونَ yecidūne bulamayan(lar)
نِكَاحًا nikāHen evlenme (imkanı)
حَتَّىٰ Hattā kadar
يُغْنِيَهُمُ yuğniyehumu kendilerini zengin edinceye
اللَّهُ llahu Allah
مِنْ min -ndan
فَضْلِهِ feDlihi lutfu-
وَالَّذِينَ velleƶīne ve kimselerle
يَبْتَغُونَ yebteğūne isteyen(lerle)
الْكِتَابَ l-kitābe mükatebe (sözleşme) yapmak
مِمَّا mimmā -ndan
مَلَكَتْ meleket sahip oldukları-
أَيْمَانُكُمْ eymānukum ellerinizin
فَكَاتِبُوهُمْ fekātibūhum mükatebe yapın
إِنْ in eğer
عَلِمْتُمْ ǎlimtum bilirseniz
فِيهِمْ fīhim onlar hakında
خَيْرًا ḣayran hayırlı olduğunu
وَاتُوهُمْ ve ātūhum ve onlara verin
مِنْ min -ndan
مَالِ māli malı-
اللَّهِ llahi Allah’ın
الَّذِي lleƶī
اتَاكُمْ ātākum size verdiği
وَلَا ve lā ve
تُكْرِهُوا tukrihū zorlamayın
فَتَيَاتِكُمْ feteyātikum cariyelerinizi
عَلَى ǎlā
الْبِغَاءِ l-biğā'i fuhşa
إِنْ in eğer
أَرَدْنَ eradne istiyorlarsa
تَحَصُّنًا teHaSSunen namuslu kalmayı
لِتَبْتَغُوا litebteğū elde etmek için
عَرَضَ ǎraDe geçici menfaatini
الْحَيَاةِ l-Hayāti hayatının
الدُّنْيَا d-dunyā dünya
وَمَنْ ve men ve kim
يُكْرِهْهُنَّ yukrihhunne onları zorlarsa
فَإِنَّ feinne şüphesiz
اللَّهَ llahe Allah
مِنْ min
بَعْدِ beǎ’di sonra
إِكْرَاهِهِنَّ ikrāhihinne zorlanmalarından
غَفُورٌ ğafūrun bağışlayıcı
رَحِيمٌ raHīmun esirgeyicidir
 
Ayet Meali

Velyesta’fifillezîne lâ yecidûne nikâhan hattâ yugniyehumullâhu min fadlih(fadlihi), vellezîne yebtegûnel kitâbe mimmâ meleket eymânukum fe kâtibûhum in alimtum fîhim hayren, ve âtûhum min mâlillâhillezî âtâkum, ve lâ tukrihû feteyâtikum alel bigâi in eradne tehassunen li tebtegû aradal hayâtid dunyâ ve men yukrıhhunne fe innellâhe min ba’di ikrâhihinne gafûrun rahîm(rahîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah´ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.



Diyanet
Evlenme imkânını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve câriyelerden) mükâtebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır (kabiliyet ve güvenilirlik) görüyorsanız, hemen mükâtebe yapın. Allah´ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.



Ahmed Hulusi
Nikâh (eş - imkânı) bulamayanlar da, Allâh kendi fazlından onları zengin edinceye kadar iffetli olsunlar... Sahip olduğunuz kölelerden azâtlık belgesi talep edenlerle -eğer onlarda bir hayır bilmiş iseniz- yazılı anlaşma yapınız ve onlara Allâh`ın size verdiği maldan veriniz... Cariyeleriniz iffetli-namuslu kalmayı dilerler ise, dünya hayatının geçici menfaatini isteyerek fuhşa zorlamayın... Kim onları zorlar ise, muhakkak ki Allâh onların bu yaptıklarından sonra (onlara) Ğafûr`dur, Rahıym`dir.



Yaşar Nuri Öztürk
Nikâh imkânı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Size bağımlı olanlardan, hürriyetini satın almak isteyenlerin, kendilerinde iyi hal görürseniz, onlarla yazılı anlaşma yapın. Allah´a size verdiği malından siz de onlara verin. Hizmetinizdeki genç kızları, iffetli kalmak isteyip dururlarken, iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları baskı altında tutarsa Allah, fuhşa zorlanmalarından sonra onları affedici, esirgeyicidir.



Muhammed Esed
Evlenmeye imkan bulamayanlar, Allah kendilerine lütfuyla bu imkanı verinceye kadar iffetli davransınlar. Yasal olarak sahip bulunduğunuz kimselerden azatlık sözleşmesi yapmak isteyen olursa, kendilerinde iyi niyet görüyorsanız bu sözleşmeyi onlar için yazın; ve Allah´ın size bahşettiği kendi zenginliğinden onlara (paylarını) verin. Ve eğer evlenerek iffetlerini korumak istiyorlarsa, sakın, dünya hayatının geçici hazları peşine düşerek, (hürriyeti sizin elinizde bulunan) cariyelerinizi fuhşa zorlamayın; kim onları buna zorlarsa, bilsin ki, maruz kaldıkları bu zorlanmadan ötürü, Allah (onları) acıyıp esirgeyecek ve bağışlayacaktır!



Edip Yüksel
Evlenme imkanına sahip olmayanlar da, ALLAH kendilerini lütfuyla zenginleştirene kadar iffetli davransınlar. Yeminleriniz /anlaşmalarınız yoluyla hak sahibi olduklarınızdan yazılı belge isteyenler olursa –niyetleri dürüstse– karşılıklı yazışınız. Ve ALLAH’ın size verdiği parasından onlara veriniz. İffetli olmak isteyen kızlarınızı, bu dünyanın geçici menfaatini arzulayarak fuhuşa zorlamayın. Kim onları zorlarsa, o zaman ALLAH onların zorlandığını hesaba katar; O Bağışlayandır, Rahimdir.



Mustafa İslamoğlu
Ama evlenmeye bir türlü imkan bulamayanlar, Allah lutfundan kendilerine (bir fırsat) tanınıncaya dek iffetlerini korusunlar! Öteden beri mülkiyetinizde bulunan esirlerden azatlık sözleşmesi yapmak isteyenlere gelince: eğer onlarda bir liyakat görüyorsanız, onlarla sözleşme yapınız; üstelik onlara Allah’ın size (emanet) olarak verdiği maldan bir miktar da veriniz. Bir de eğer (evlenme yoluyla) iffetsizliğe karşı korunmak istiyorlarsa, dünya hayatının fani hazlarına tamah ederek sakın kadın esirlerinizi fuhşa zorlamayınız; zira onları zorlayan herkes iyi bilsin ki, Allah bu zorlanmadan dolayı onları bağışlayacak, merhamet edecektir.



Hakkı Yılmaz
Ve evlenmeye imkân bulamayanlar; Allah, Kendi fazlından kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Yasalar çerçevesinde himayenize verilmiş olanlardan özgürlük yazışması/ sözleşmesi yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir iyilik görüyorsanız, hemen yazışma/sözleşme yapın. Allah’ın size vermiş olduğu Allah’ın malından siz de onlara verin. Ve basit dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, bağımsızlaşmak, evlenmek isteyen gençlerinizi taşkınlığa/ baş kaldırmaya zorlamayın, onları kesinlikle özgürlüklerine kavuşturun. Kim onları buna zorlarsa, bilinmelidir ki hiç şüphesiz Allah, onların zorlanmalarından sonra çok bağışlayıcı ve merhametlidir.