KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     27 : 34   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
قَالَتْ ḳālet dedi
إِنَّ inne şüphesiz
الْمُلُوكَ l-mulūke hükümdarlar
إِذَا iƶā zaman
دَخَلُوا deḣalū girdikleri
قَرْيَةً ḳaryeten bir ülkeye
أَفْسَدُوهَا efsedūhā orayı bozarlar
وَجَعَلُوا ve ceǎlū ve kılarlar
أَعِزَّةَ eǐzzete şereflilerini
أَهْلِهَا ehlihā halkının
أَذِلَّةً eƶilleten zillet içinde
وَكَذَٰلِكَ ve keƶālike ve böyle
يَفْعَلُونَ yef’ǎlūne yaparlar
 
Ayet Meali

Kâlet innel mulûke izâ dehalû karyeten efsedûhâ ve cealû eizzete ehlihâ ezilleh(ezilleten), ve kezâlike yef’alûn(yef’alûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Melike, «Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır» dedi.



Diyanet
Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.



Ahmed Hulusi
(Saba Melikesi) dedi ki: "Melikler bir ülkeye girdikleri vakit, orayı bozguna uğratırlar ve halkın güçlülerini güçsüz kılarlar... İşte böyle yaparlar!"



Yaşar Nuri Öztürk
Melike dedi: "Şu bir gerçek ki krallar bir kente/bir memlekete girdiler mi, orada bozgun çıkarırlar; oranın onurlu insanlarını zelil, sefil ederler. İşte böyle yaparlar."



Muhammed Esed
(Melike:) "Gerçek şu ki, krallar bir ülkeye girdiklerinde orayı tarümar ederler; oranın soylu ve onurlu insanlarını aşağılarlar. İstilacıların davranış tarzı (her zaman) böyledir.



Edip Yüksel
(Kadın lider) dedi ki, "Krallar girdikleri ülkeleri bozarlar ve onların onurlu halkını aşağılarlar. Böyle davranırlar."*



Mustafa İslamoğlu
(Sebe kraliçesi): "Bakın!" dedi, "Krallar bir ülkeye ne zaman (zorla) girmişlerse, orayı perişan etmişler, üstelik oranın soylu insanlarını zelil kılmışlardır: vakıa, bunlar da öyle yapacaklar.



Hakkı Yılmaz
(34,35)Melike: “Hiç şüphesiz ki krallar bir memlekete girdikleri zaman hemen orayı bozarlar ve halkının ulularını aşağılarlar. Onlar da böyle yapacaklardır. Ben onlara bir hediye göndereyim de bakalım elçiler ne ile dönecekler!” dedi.