KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     37 : 145   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَنَبَذْنَاهُ fenebeƶnāhu onu attık
بِالْعَرَاءِ bil-ǎrā'i ağaçsız çıplak bir yere
وَهُوَ ve huve ve o
سَقِيمٌ seḳīmun hasta bir halde iken
 
Ayet Meali

Fe nebeznâhu bil arâi ve huve sakîm(sakîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.



Diyanet
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.



Ahmed Hulusi
Biz Onu hasta (yıpranmış - sağlıksız) olarak çıplak arazide (kuvvelerin bilinmediği bir ortamda) bıraktık.



Yaşar Nuri Öztürk
Bir süre sonra onu, çıplak araziye attık. Hastalanmıştı.



Muhammed Esed
ama biz o´nu manevi çöküntü/iç huzursuzluğu içinde ıssız bir kıyıya çıkarttık,



Edip Yüksel
Onu çöl gibi bir sahile attık, yorgun ve bitkin…



Mustafa İslamoğlu
Sonunda Biz onu bitkin bir halde ıssız ve çorak bir kıyıya çıkarttık;



Hakkı Yılmaz
Sonra Biz, o fikir sancısı çekerken o’nu sahile attık, o’nu bunalımdan kurtardık.