KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     39 : 48   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَبَدَا ve bedā ve görünmüştür
لَهُمْ lehum kendilerine
سَيِّئَاتُ seyyiātu kötülükleri
مَا
كَسَبُوا kesebū yaptıkları işlerin
وَحَاقَ ve Hāḳa ve kuşatmıştır
بِهِمْ bihim onları
مَا şey
كَانُوا kānū oldukları
بِهِ bihi onunla
يَسْتَهْزِئُونَ yestehziūne alay ediyor(lar)
 
Ayet Meali

Ve bedâ lehum seyyiâtu mâ kesebû ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Öyle ki, yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır.



Diyanet
Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.



Ahmed Hulusi
(Yaptıkları sonucu) kazandıkları şeylerin kötülükleri onlara zâhir oldu; alay ettikleri şey kendilerini çepeçevre kuşattı!



Yaşar Nuri Öztürk
Kazanmış olduklarının çirkinlikleri, önlerinde belirmiş; alay edegeldikleri şey kendilerini sarıvermiştir.



Muhammed Esed
Ve (hayatta iken) yaptıkları kötülükler açığa vurulacaktır. Ve böylece alaya alıp durdukları hakikat onları sarıp kuşatacaktır.



Edip Yüksel
İşledikleri kötülükler onlara gösterilir ve alay etmekte oldukları şeyler ise onları çepeçevre sarar.



Mustafa İslamoğlu
ve önceden yaptıkları her kötülük önlerine konacaktır; sonuçta alay ede geldikleri gerçek, kendilerini çepeçevre kuşatmış olacaktır.



Hakkı Yılmaz
Ve kazandıklarının kötülükleri onlar için meydana çıkmış ve kendisiyle alay edip durdukları şeyler, kendilerini çepeçevre sarmıştır.