KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     42 : 45   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَتَرَاهُمْ ve terāhum yine onları görürsün
يُعْرَضُونَ yuǎ’raDūne sunulurlarken
عَلَيْهَا ǎleyhā ona (ateşe)
خَاشِعِينَ ḣāşiǐyne başlarını öne eğik
مِنَ mine
الذُّلِّ ƶ-ƶulli aşağılıktan
يَنْظُرُونَ yenZurūne bakarlar
مِنْ min
طَرْفٍ Tarfin göz ucuyla
خَفِيٍّ ḣafiyyin gizli gizli
وَقَالَ ve ḳāle ve demişlerdir
الَّذِينَ elleƶīne
امَنُوا āmenū inananlar
إِنَّ inne şüphesiz
الْخَاسِرِينَ l-ḣāsirīne asıl ziyana uğrayanlar
الَّذِينَ elleƶīne
خَسِرُوا ḣasirū ziyan edenlerdir
أَنْفُسَهُمْ enfusehum kendilerini
وَأَهْلِيهِمْ ve ehlīhim ve ailelerini
يَوْمَ yevme günü
الْقِيَامَةِ l-ḳiyāmeti kıyamet
أَلَا elā bakın
إِنَّ inne gerçekten
الظَّالِمِينَ Z-Zālimīne zalimler
فِي içindedirler
عَذَابٍ ǎƶābin bir azab
مُقِيمٍ muḳīmin sürekli
 
Ayet Meali

Ve terâhum yu’redûne aleyhâ hâşiîneminez zulli yenzurûne min tarfin hafîy(hafîyyin), ve kâlellezîne âmenû innel hâsirînellezîne hasirû enfusehum ve ehlîhim yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), e lâ innez zâlimîne fî azâbin mukîm(mukîmin).



Elmalı Hamdi Yazır

Sen, onların aşağılıktan dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli etrafa bakarlarken ateşe sunulduklarını görürsün, iman edenler de: «Gerçekten zarara uğrayanlar hem kendilerine hem de ailelerine kıyamet günü yazık etmiş olan kimselerdir.» diyeceklerdir. İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içerisindedirler.



Diyanet
Ateşe arz olunurlarken onların, zilletten başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da: İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler.



Ahmed Hulusi
Onları, zilletten huşû etmişler (baş eğip pusmuşlar), gizli bakışla bakıyor oldukları hâlde ona (ateşe) arz olunurlarken görürsün... İman edenler dedi ki: "Asıl hüsrana uğrayanlar şunlardır; kıyamet sürecinde nefslerini ve yakınlarını hüsrana uğratmışlardır! Dikkat edin! Muhakkak ki zâlimler yerleşmiş bir azap içindedirler."



Yaşar Nuri Öztürk
Ve göreceksin onları, zilletten ezilip büzülmüş halde ürkek bakışlarla bakarken, ateşe salınırlar. İnananlar şöyle derler: "Gerçek hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini perişan edenlerdir. Dikkat edin, zalimler, sürüp gidecek bir azabın içindedir."



Muhammed Esed
Ve sen onları, zavallı şekilde boyunlarını bükerek (çevrelerine) göz ucuyla bakarken o (akibet)e atladıklarını göreceksin; o zaman iman edenler, "(Bu) Kıyamet Günü hüsrana uğrayanlar, kendilerini ve arkalarından gidenleri mahvedenlerdir!" diyecekler. Gerçek şu ki zalimler, ebedi azaba mahkum olacaklar,



Edip Yüksel
Aşağılanmış ve başları eğilmiş olarak ateşe sunulurlarken göz ucuyla çevrelerine bakındıklarını görürsün. Gerçeği onaylayanlar, "Gerçek kaybedenler, Diriliş Gününde kendilerini ve ailelerini kaybedenlerdir. Zalimler sürekli bir azaba mahkûm olmuştur" derler.



Mustafa İslamoğlu
Yine sen onları, zilletten iki büklüm vaziyette, etrafı feri kaçmış gözlerle ve kaçamak bakışlarla süzerek (ateşe) atılırlarken bir izlemelisin! Zaten iman edenler de: "Kıyamet Günü kaybedenler, hem kendilerini hem de takipçilerini mahvedenlerdir" demişlerdi. Bakın, işte bu zalimler kalıcı bir azaba mahkum olacaklar;



Hakkı Yılmaz
Ve sen, onları aşağılıktan dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli etrafa bakarlarken ateşe sunulduklarını göreceksin. İman etmiş kimseler de: “Şüphesiz zarara uğrayanlar, kendilerini ve ailelerini, yakınlarını kıyâmet günü zarara uğratmış olan kimselerdir” dediler. Gözünüzü açın! Şüphesiz şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar devamlı bir azap içerisindedirler.