KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     46 : 11   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَقَالَ ve ḳāle ve dedi(ler)
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
كَفَرُوا keferū inkar eden(ler)
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimseler için
امَنُوا āmenū inanan(lar)
لَوْ lev şayet
كَانَ kāne olsaydı
خَيْرًا ḣayran iyi bir şey
مَا
سَبَقُونَا sebeḳūnā bizi geçemezlerdi
إِلَيْهِ ileyhi ona (inanmada)
وَإِذْ ve iƶ zaman ise
لَمْ lem
يَهْتَدُوا yehtedū hidayete ermedikleri
بِهِ bihi onunla
فَسَيَقُولُونَ feseyeḳūlūne diyeceklerdir ki
هَٰذَا hāƶā bu
إِفْكٌ ifkun bir yalandır
قَدِيمٌ ḳadīmun eski
 
Ayet Meali

Ve kâlellezîne keferû lillezîne âmenûlev kâne hayren mâ sebekûnâ ileyh(ileyhi), ve iz lem yehtedû bihî fe seyekûlûne hâzâ ifkun kadîm(kadîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

İnkâr edenler, iman edenler için: «Eğer İslâm´da bir hayır olsaydı onlar, onu kabulde bizi geçemezlerdi.» derler. Bununla muvaffak olamayınca da: «Bu eski bir yalandır.» diyeceklerdir.



Diyanet
İnkâr edenler, iman edenler hakkında dediler ki: «Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi.» Fakat onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için «Bu eski bir yalandır» diyecekler.



Ahmed Hulusi
Hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: "Eğer hayırlı olsaydı, Ona ulaşmakta bizi geçemezlerdi"... Onunla hidâyet bulmadıkları için: "Bu eski bir yalandır" diyecekler!



Yaşar Nuri Öztürk
İnkâr edenler, inananlara şöyle derler: "Eğer bu, hayırlı bir şey olsaydı, bunlar ona inanmakta bizi geçemezlerdi." Bununla umduklarını bulamayınca şöyle diyecekler: "Bu, eski bir uydurmadır."



Muhammed Esed
Fakat hakikati inkara şartlanmış olanlar, iman edenlere şöyle derler: "Eğer bu (mesaj)da bir hayır olsaydı, bu (insanlar) onu kabul etmekte bizim önümüze geçmezlerdi!" Ve onlar, bu (mesaj) sayesinde hidayete ulaşmayı reddettiklerinden, her zaman, "Bu (yalnızca) eski bir yalandır!" diyecekler.



Edip Yüksel
İnkar edenler, gerçeği onaylayanlara, "O iyi bir şey olsaydı onlar (İsrailoğulları) bizden öne geçemezlerdi" derler ve ona yol bulamadıkları için, "Bu bir efsanedir" diyeceklerdir.*



Mustafa İslamoğlu
Bir de, inkarda direnenler imanda sebat edenler için şöyle derler: "Eğer o (mesajda) bir hayır olsaydı, şunlar ona bizden önce koşmazlardı." Bu söylemle amaçlarına ulaşamayınca da, ister istemez şöyle diyecekler: "Bu kadim bir sahtekarlık türüdür."



Hakkı Yılmaz
Ve kâfirler; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kişiler, iman etmiş kişiler için: “Eğer bir hayır, çıkar olsaydı, onlar, ona bizim önümüze geçemezlerdi; önce biz mü’min olur çıkarı biz alırdık” dediler. Bununla kılavuzlandıkları doğru yola girmeyince de: “Bu eski bir uydurmadır” diyeceklerdir.