KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     58 : 8   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
أَلَمْ elem
تَرَ tera görmedin mi?
إِلَى ilā
الَّذِينَ elleƶīne kimseleri
نُهُوا nuhū menedilen(ler)
عَنِ ǎni -tan
النَّجْوَىٰ n-necvā gizli gizli konuşmak-
ثُمَّ ṧumme sonra yine
يَعُودُونَ yeǔdūne dönüyorlar
لِمَا limā şeye
نُهُوا nuhū menedildikleri
عَنْهُ ǎnhu ondan
وَيَتَنَاجَوْنَ ve yetenācevne ve gizli gizli konuşuyorlar
بِالْإِثْمِ bil-iṧmi günah hususunda
وَالْعُدْوَانِ vel’ǔdvāni ve düşmanlık
وَمَعْصِيَتِ ve meǎ’Siyeti ve isyan
الرَّسُولِ r-rasūli Elçiye
وَإِذَا ve iƶā ve zaman
جَاءُوكَ cā'ūke sana geldikleri
حَيَّوْكَ Hayyevke seni selamlıyorlar
بِمَا bimā bir tarzda
لَمْ lem
يُحَيِّكَ yuHayyike selamlamadığı
بِهِ bihi onu
اللَّهُ llahu Allah’ın
وَيَقُولُونَ ve yeḳūlūne ve diyorlar
فِي içlerinde
أَنْفُسِهِمْ enfusihim kendi
لَوْلَا levlā değil miydi?
يُعَذِّبُنَا yuǎƶƶibunā bize azab etmeli
اللَّهُ llahu Allah
بِمَا bimā ötürü
نَقُولُ neḳūlu dediğimizden
حَسْبُهُمْ Hasbuhum onlara yeter
جَهَنَّمُ cehennemu cehennem
يَصْلَوْنَهَا yeSlevnehā oraya gireceklerdir
فَبِئْسَ fe bi’se ne kötü
الْمَصِيرُ l-meSīru gidilecek yerdir
 
Ayet Meali

E lem tere ilellezîne nuhû aninnecvâ summe yeûdûne li mâ nuhû anhu ve yetenâcevne bil ismi vel udvâni ve ma’siyetir resûl(resûli), ve izâ câûke hayyevke bi mâ lem yuhayyike bihillâhu, ve yekûlûne fî enfusihim lev lâ yuazzibunâllâhu bi mâ nekûl(nekûlu), hasbuhum cehennem(cehennemu), yaslevnehâ, febi’sel masîr(masîru).



Elmalı Hamdi Yazır

Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o menedildikleri şeyi yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber´e karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah´ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar. Kendi içlerinden de «bu söylediklerimiz yüzünden Allah´ın bize azap etmesi gerekmez miydi?» derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü dönüş yeridir orası!



Diyanet
Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber´e karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah´ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah´ın bize azap etmesi gerekmez miydi? derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!



Ahmed Hulusi
Görmedin mi şu kimseleri ki, fısıldaşmaktan (ikiyüzlülükten) yasaklandıkları hâlde tekrar yasaklandıkları şeye döndüler. Kötülük, düşmanlık ve Rasûle isyan konusunda fısıldaşıyorlar... (Yahudiler) sana geldiklerinde, Allâh`ın seni selâmlamadığı şeyle selâmlıyorlar; içlerinde ise: "Dediğimiz yanlış olsaydı Allâh bize azap verirdi" derler... Cehennem yeter onlara! Ona maruz kalacaklar... Ne kötü dönüş yeridir o! (Not: Yahudiler, fonetik yakınlık dolayısıyla, ağız - dil çabukluğu da yaparak "es Selâm`u aleyke" yerine "es Samu aleyke" derlerdi ki anlamı "sana ölüm olsun" demektir... Münafıkların bu tür selâmlarına Hz. Rasûlullâh sadece "Aleyküm" der, o bedduayı üzerine almadığını ifade için "VE aleyküm" demezdi! Hz.Rasûlullâh`a bu tür hitap eden Yahudilere, Hz. Ayşe "aleykümüs Sam ve laanekümüllah ve ğadibe aleyküm" yani "ölüm size olsun, Allâh size lânet ve gazap etsin" deyince Hz. Rasûlullâh: "Yâ Ayşe... Allâh gereğinden fazla söyleyeni sevmez" buyurarak; aksiyona, aksiyon ölçüsünü aşan reaksiyondan engelledi.)



Yaşar Nuri Öztürk
Görmedin mi şu fısıldaşmaktan yasaklananları ki, biraz sonra, yasaklanmış oldukları şeye dönüyorlar ve günah, düşmanlık, peygambere isyan konusunda fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde, seni Allah´ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Kendi içlerinde ise şöyle diyorlar: "Söylediğimiz şey yüzünden Allah bize azap etse ya!" Cehennem yeter onlara. Girecekler oraya. Ne kötü dönüş yeridir o!



Muhammed Esed
(Ve sen ey Muhammed!) gizli konuşmalar (yoluyla dolap çevirmek)ten men edilen, ama men edildikleri şeye (tekrar) başvurmaktan kaçınmayanların ve kötülükte bulunmaya, saldırganlığa ve Elçi´ye karşı gelmeye niyetlenerek fesatlık kuranların farkında değil misin? Bu (insan)lar, sana ne zaman yaklaşsalar Allah´ın asla hoş görmeyeceği tarzda seni selamlarlar ve birbirlerine: "Allah neden söylediklerimizden dolayı bizi cezalandırmıyor?" derler. Cehennemdir onların payına düşecek olan, onlar işte oraya girecekler; o, ne kötü bir duraktır!



Edip Yüksel
Gizli toplantılar yapmaktan menedildikleri halde hâlâ menedildikleri işte ısrar edenler dikkatini çekmedi mi? Onlar günah işlemek, düşmanlıkta bulunmak ve elçiye itaatsizlik etmek amacıyla kulis yapıyorlar. Sana geldiklerinde, ALLAH’ın seni selamlamadığı bir biçimde selamlıyorlar. Kendi aralarında, "Söylediklerimizden ötürü ALLAH bizi cezalandırsa ya!" derler. Cehennem onlara yeter. Orada yanarlar; ne kötü bir duraktır orası.



Mustafa İslamoğlu
(Ey Peygamber!) Gizli görüşmeden men edilen, sonra da men edildikleri şeye tekrar dönenleri görmedin mi? İşte onlar günah, düşmanlık ve Rasul’e isyan hususunda gizli kapaklı işler çeviriyorlar. Ne zaman sana gelseler, Allah’ın seni selamlamadığı biçimde seni selamlıyorlar ve kendi aralarında "Hadi bakalım, Allah sözlerimizden dolayı bizi cezalandırsa ya!" diyorlar. Cehenneme kadar yolları var! Oraya dikilecekler! O ne kötü son duraktır.



Hakkı Yılmaz
Fısıldaşmaktan yasaklandıktan sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışanları ve günah, düşmanlık ve Elçi’ye karşı gelmek hususunda fısıldaşanları görmedin mi? Onlar, sana geldikleri zaman seni, Allah’ın selâmlamadığı ile selâmlıyorlar. Kendi içlerinden de: “Bu söylediklerimiz yüzünden Allah’ın bize azap etmesi gerekmez miydi?” derler. Cehennem onlara yeter. Oraya yaslanacaklardır. Ne kötü dönüş yeridir!