KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     6 : 73   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَهُوَ ve huve O’dur
الَّذِي lleƶī o ki
خَلَقَ ḣaleḳa yarattı
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti gökleri
وَالْأَرْضَ vel’erDe ve yeri
بِالْحَقِّ bil-Haḳḳi hak (ve hikmet) ile
وَيَوْمَ ve yevme ve gün
يَقُولُ yeḳūlu dediği
كُنْ kun Ol!
فَيَكُونُ fe yekūnu oluverir
قَوْلُهُ ḳavluhu sözü
الْحَقُّ l-Haḳḳu haktır
وَلَهُ velehu O’nundur
الْمُلْكُ l-mulku mülk
يَوْمَ yevme gün
يُنْفَخُ yunfeḣu üfleneceği
فِي
الصُّورِ S-Sūri Sur’a
عَالِمُ ǎālimu bilendir
الْغَيْبِ l-ğaybi gizliyi
وَالشَّهَادَةِ ve şşehādeti ve açığı
وَهُوَ ve huve O
الْحَكِيمُ l-Hakīmu hükümdardır
الْخَبِيرُ l-ḣabīru herşeyi haber alandır
 
Ayet Meali

Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda bil hakk(hakkı), ve yevme yekûlu kun fe yekûn(yekûnu), kavluhul hakk(hakku), ve lehul mulku yevme yunfehu fîs sûr(sûri), âlimul gaybi veş şehâdeh(şehâdeti), ve huvel hakîmul habîr(habîru).



Elmalı Hamdi Yazır

Gökleri ve yeri, yerli yerince yaratan O´dur. Bir şeye «ol» dediği gün hemen oluverir. O´nun sözü haktır. «Sûr»a üfürüldüğü gün de mülk ancak O´nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, hikmet sahibi, her şeyden haberdardır.



Diyanet
O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. «Ol!» dediği gün herşey oluverir. O´nun sözü gerçektir. Sûr´a üflendiği gün de hükümranlık O´nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.



Ahmed Hulusi
"HÛ" ki, semâlar ve arzı Hak olarak yaratmıştır... Ne zaman "Ol" dese hemen oluverir... Hak, O`nun sözüdür! Sur`a üflendiği (bedene veya sisteme - olay içten dışadır) süreçte, mülk O`nundur! Gaybı ve şehâdeti bilendir... "HÛ"dur; Hakiym, Habiyr.



Yaşar Nuri Öztürk
Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O´dur. "Ol!" dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O´nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O´nundur. Âlim´dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O´dur. O´dur Hakîm, O´dur Habîr.



Muhammed Esed
Odur gökleri ve yeri (deruni) bir hakikate göre yaratmış olan. O ne zaman "Ol!" dese emri derhal yerine gelir; ve (mahşer) borusu çalındığı Gün hükümranlık yine Onun olacaktır. O, yaratılmışların idraklerini aşan şeyleri de, onların duyuları veya akılları ile kavrayabileceklerini de bilir: yalnızca Odur gerçek hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan.



Edip Yüksel
O’dur gökleri ve yeri yaratan. "Ol" dediği gün hemen oluverir. Sözü mutlak doğrudur. Boruya üfürüldüğü gün egemenlik tümüyle O’nundur. Gizliyi ve açığı Bilendir. Bilgedir, her şeyden Haberdardır.



Mustafa İslamoğlu
Zira gökleri ve yeri gerçek bir amaca mebni olarak yaratan O’dur. O ne vakit "Var ol!" derse, (varlık) hemen varoluş sürecine girer: O’nun sözü (sanal değil) tahakkuk eden bir gerçekliktir. Ve Sur çalındığında, otorite yalnızca O’na ait olacaktır. O gerçekliğin algılanamayan kısmını da, algı kapsamına giren kısmını da bilendir: O her hükmünde tam isabet edendir, her şeyden haberdar olandır.



Hakkı Yılmaz
Ve O, gökleri ve yeri hak ile oluşturandır. Ve O, “Ol!” dediği gün hemen olur. O’nun sözü haktır. Sûr’a üflendiği gün de mülk ancak O’nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, en iyi yasa koyandır, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır, her şeyin iç yüzünü/gizli taraflarını da iyi bilendir.