KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     67 : 9   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
قَالُوا ḳālū dediler
بَلَىٰ belā evet
قَدْ ḳad andolsun
جَاءَنَا cā'enā bize geldi
نَذِيرٌ neƶīrun uyarıcı
فَكَذَّبْنَا fekeƶƶebnā ama biz yalanladık
وَقُلْنَا ve ḳulnā ve dedik ki
مَا
نَزَّلَ nezzele indirmedi
اللَّهُ llahu Allah
مِنْ min hiçbir
شَيْءٍ şey'in şey
إِنْ in hayır
أَنْتُمْ entum siz
إِلَّا illā ancak
فِي içindesiniz
ضَلَالٍ Delālin bir sapıklık
كَبِيرٍ kebīrin büyük
 
Ayet Meali

Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey´in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).



Elmalı Hamdi Yazır

Derler: «Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.» dedik.



Diyanet
Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah´ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.



Ahmed Hulusi
(Cehennem ehli de) der ki: "Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! `Allâh hiçbir şey inzâl etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır` dedik."



Yaşar Nuri Öztürk
Derler ki: "Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: ´Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!´ şeklinde konuştuk."



Muhammed Esed
Onlar: "Evet" diyecekler, "aslında bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz o´nu(n söylediklerini) yalanladık ve o´na: ´Allah (vahiy yoluyla) hiçbir şey indirmiş değildir! Siz (kendinizi uyarıcı olarak görenler) büyük bir yanılgı içindesiniz! dedik".



Edip Yüksel
Onlar da dediler ki, "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve ‘ALLAH hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız dedik."



Mustafa İslamoğlu
"Evet, doğrusu bize bir uyarıcı gelmişti; fakat biz onu yalanladık ve "Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz (elçiler) büyük bir şaşkınlık içindesiniz" demiştik" itirafında bulunacaklar.



Hakkı Yılmaz
Onlar derler ki: “Evet, bize uyarıcı geldi de biz yalanladık ve ‘Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ dedik.”