KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     12 : 51   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
قَالَ ḳāle dedi
مَا neydi?
خَطْبُكُنَّ ḣaTbukunne durumunuz
إِذْ zaman
رَاوَدْتُنَّ rāvedtunne murad almak istediğiniz
يُوسُفَ yūsufe Yusuf’un
عَنْ ǎn
نَفْسِهِ nefsihi nefsinden
قُلْنَ ḳulne dediler ki
حَاشَ Hāşe haşa
لِلَّهِ lillahi Allah için
مَا
عَلِمْنَا ǎlimnā biz bilmiyoruz
عَلَيْهِ ǎleyhi onun
مِنْ min hiçbir
سُوءٍ sū'in kötülüğünü
قَالَتِ ḳāleti dedi
امْرَأَتُ mraetu karısı da
الْعَزِيزِ l-ǎzīzi Aziz’in
الْانَ l-āne işte şimdi
حَصْحَصَ HaSHaSa yerini buldu
الْحَقُّ l-Haḳḳu hak
أَنَا enā ben
رَاوَدْتُهُ rāvedtuhu murad almak istemiştim
عَنْ ǎn
نَفْسِهِ nefsihi onun nefsinden
وَإِنَّهُ ve innehu şüphesiz o
لَمِنَ lemine
الصَّادِقِينَ S-Sādiḳīne doğrulardandır
 
Ayet Meali

Kâle mâ hatbukunne iz râvedtunne yûsufe an nefsih(nefsihî), kulne hâşe lillâhi mâ alimnâ aleyhi min sû’(sûin), kâletimre’etul azîzil âne hashasal hakku ene râvedtuhu an nefsihî ve innehu le mines sâdikîn(sâdikîne).



Elmalı Hamdi Yazır

Hükümdar, o kadınlara «Derdiniz neydi ki, o vakit Yusuf´un nefsinden murad almaya kalktınız?» dedi. Onlar «Hâşâ, Allah için, biz onun aleyhinde hiçbir fenalık bilmiyoruz» dediler. Aziz´in, karısı da: «Şimdi hak ve hakikat olduğu gibi ortaya çıktı. Aslında onun nefsinden ben murad almak istedim. O ise şeksiz şüphesiz doğrulardandır» dedi.



Diyanet
(Kral kadınlara) dedi ki: Yusuf´un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: «Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.»



Ahmed Hulusi
(Melik, kadınlara) dedi ki: "Yusuf`u ayartmak istediğinizde ne yaptı?"... "Hâşâ! Allâh için, Onun bir kötü davranışına şahit olmadık" dediler. Aziyz`in karısı ise: "Şimdi Hak ortaya çıktı! Ben Onu ayartmak istedim... Muhakkak ki O (Yusuf) doğru sözlüydü!"



Yaşar Nuri Öztürk
Kral dedi: "Yûsuf´un nefsinden murat almak istediğinizde, derdiniz ne idi?" Dediler ki: "Allah şahit, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz." Aziz´in karısı dedi ki: "İşte şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onunla gönül eğlendirmek istemiştim. O, özü sözü doğru insanlardandı."



Muhammed Esed
(Bunun üzerine Kral o kadınları çağırtıp kendilerine:) "Yusuf´un gönlünü çelmek isterken ne sağlayacağınızı umuyordunuz?" diye sordu. Kadınlar: "Allah korusun, biz o´ndan en küçük bir kötülük görmedik!" dediler. (Ve) Yusuf´un ilk efendisinin hanımı: "Artık gerçek ortaya çıktı!" diye atıldı, "Onun gönlünü çelmek isteyen bendim; o ise hep özü sözü doğru olan kimselerdendi!"



Edip Yüksel
"Yusuf’u baştan çıkarmak isterken durumunuz neydi?" Kadınlar, "ALLAH korusun; biz ondan bir kötülük görmedik!" dediler. Bunun üzerine, valinin karısı şöyle dedi: "Gerçek artık ortaya çıktı. Onu ben yoldan çıkarmaya çalışmıştım. O doğru konuşuyor."



Mustafa İslamoğlu
(Kral onları toplayıp) sordu: "Sizler, bir zamanlar Yusuf’u baştan çıkarmaya çabalamakla ne elde etmeyi ummuştunuz? Onlar "Haşa!" dediler, "Allah için biz, onun aleyhine olabilecek en küçük bir kötülüğe tanık olmadık." Malum yöneticinin karısı "İşte" diye atıldı, "gerçek olanca çıplaklığıyla şimdi ortaya çıktı! Arzumu tatmin için onu baştan çıkarmaya çalışan bendim; ne ki o, hep (özüne ve sözüne) sadık kaldı.



Hakkı Yılmaz
Hükümdar: “Yûsuf’un nefsinden murat almaya kalktığınız zaman durum ne idi?” dedi. Kadınlar: “Hâşâ, Allah için, biz o’nun aleyhinde hiçbir fenalık bilmedik” dediler. Aziz’in karısı da: “Şimdi hak ve hakikat olduğu gibi ortaya çıktı. Onun nefsinden ben murat almak istedim. O ise şeksiz şüphesiz doğrulardandır. –