KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     12 : 76   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
فَبَدَأَ febedee (aramağa) başladı
بِأَوْعِيَتِهِمْ biev’ǐyetihim onların yüklerini
قَبْلَ ḳable önce
وِعَاءِ viǎā'i yükünden
أَخِيهِ eḣīhi kardeşinin
ثُمَّ ṧumme sonra
اسْتَخْرَجَهَا steḣracehā (tası) çıkardı
مِنْ min
وِعَاءِ viǎā'i yükünden
أَخِيهِ eḣīhi kardeşinin
كَذَٰلِكَ keƶālike işte böyle
كِدْنَا kidnā bir çare öğrettik
لِيُوسُفَ līūsufe Yusuf’a
مَا
كَانَ kāne idi
لِيَأْخُذَ liye’ḣuƶe yoksa alamaz
أَخَاهُ eḣāhu kardeşini
فِي göre
دِينِ dīni dini(kanunu)na
الْمَلِكِ l-meliki kralın
إِلَّا illā dışında
أَنْ en eğer
يَشَاءَ yeşā'e dilemesi
اللَّهُ llahu Allah’ın
نَرْفَعُ nerfeǔ biz yükseltiriz
دَرَجَاتٍ deracātin derecelerle
مَنْ men kimseyi
نَشَاءُ neşā'u dilediğimiz
وَفَوْقَ vefevḳa ve üstünde (vardır)
كُلِّ kulli her
ذِي ƶī sahibinin
عِلْمٍ ǐlmin bilgi
عَلِيمٌ ǎlīmun daha bir bilen
 
Ayet Meali

Fe bedee bi ev’ıyetihim kable viâi ahîhi, summestahrecehâ min viâi ahîh(ahîhi), kezâlike kidnâ li yûsuf(yûsufe), mâ kâne li ye’huze ehâhu fî dînil meliki, illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), ve fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin eşyalarından önce onların eşyalarını aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünün içinden çıkardı. İşte Yusuf´a biz böyle bir oyun öğrettik. Melikin kanunlarına göre, kardeşini alıkoymasına imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.



Diyanet
Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı. Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte biz Yusuf´a böyle bir tedbir öğrettik, yoksa kralın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı. Ancak Allah´ın dilemesi hariç. Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır.



Ahmed Hulusi
Bunun üzerine (Yusuf) aramaya, kardeşinin heybesinden önce onların heybelerinden başladı... Sonra onu (su maşrapasını) kardeşinin heybesinden bulup çıkarttı... (Olayı) Yusuf`un lehine işte böyle geliştirdik. Yoksa O (Yusuf), Allâh`ın dilemesi hariç, Melik`in dinine (Melik`in yönetim kurallarına göre) kardeşini alacak durumda değildi... Dilediğimizin bilgisini arttırırız. Her ilim sahibinin üstünde Her şeyi Bilen vardır.



Yaşar Nuri Öztürk
Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf´a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah´ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.



Muhammed Esed
Bunun üzerine (kovuşturma için Yusuf´un yanına getirildiler,) Yusuf, arama işine küçük kardeşi (Bünyamin)in yükünden önce üvey kardeşlerinin yüklerinden başladı; ve sonunda kupayı (küçük) kardeşinin yükünde bulup çıkardı. Yusuf(un dileğine erişmesi) için Biz olayları işte böyle düzenledik; Allah (böyle) dilemeseydi, Kral´ın yasalarına göre, (Yusuf) kardeşini (başka türlü) alıkoyamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi (bilgice) yüksek düzeylere çıkarırız, fakat her bilgi sahibinin üstünde her şeyi bilen (Allah) vardır.



Edip Yüksel
Kardeşinin yükünden önce onların yüklerinden başladı ve sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. Biz Yusuf’a böyle bir planı öğretmiştik. Kralın yasasını uygulasaydı kardeşini alıkoyamazdı; ALLAH dilese başka. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her bilenin üstünde daha iyi bir bilen vardır.*



Mustafa İslamoğlu
Bunun ardından, (Yusuf’un huzuruna getirildiler). O, öz kardeşinin yükünden önce diğerlerinin yüklerini aratarak işe başladı. Sonunda onu öz kardeşinin yükünden çıkarttı. İşte Yusuf’un (arzusunu gerçekleştirmek) için böyle bir planı yürürlüğe Biz koyduk. Eğer Allah böyle dilememiş olsaydı, kralın hukuk sistemine göre kardeşini alıkoyması doğru olmazdı. Biz, dilediğimiz kimseyi (ilmen) kat kat yüceltiriz; fakat her bilenin üstünde her şeyi bilen bir (Allah) vardır.



Hakkı Yılmaz
Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin kabından önce onların kaplarını aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin kabının içinden çıkardı. İşte Yûsuf’a Biz böyle bir oyun öğrettik.* Melikin dininde/ülkenin yasalarında, kardeşini alıkoymasına imkân yoktu. –Ancak Allah dilerse o başka. Biz dilediğimiz kişileri derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir daha iyi bilen vardır.–