| *** Açıklamalar için lütfen tıklayınız! Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz. Türkçe okunuşlarda... ' : kesik ses ā : uzun "a" sesi verir. ū : uzun "u" sesi verir. ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir. ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir. ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir. ḣ : Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir. ṧ : Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir. H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir. S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir. ḳ : Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir. ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir. T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir. Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir. D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir. |
Arapça Okunuş | Türkçe Okunuş | Kelime Meali | Kökü |
إِذْ | iƶ | hani | |
قَالَ | ḳāle | demişti ki | |
اللَّهُ | llahu | Allah | |
يَا عِيسَى | yā ǐysā | Îsa | |
ابْنَ | bne | oğlu | |
مَرْيَمَ | meryeme | Meryem | |
اذْكُرْ | ƶkur | hatırla | |
نِعْمَتِي | niǎ’metī | ni’metimi | |
عَلَيْكَ | ǎleyke | sana olan | |
وَعَلَىٰ | ve ǎlā | ve olan | |
وَالِدَتِكَ | velidetike | annene | |
إِذْ | iƶ | hani | |
أَيَّدْتُكَ | eyyedtuke | seni desteklemiştim | |
بِرُوحِ | birūHi | Ruh ile | |
الْقُدُسِ | l-ḳudusi | l-Kudüs | |
تُكَلِّمُ | tukellimu | konuşuyordun | |
النَّاسَ | n-nāse | insanlarla | |
فِي | fī | | |
الْمَهْدِ | l-mehdi | beşikte iken | |
وَكَهْلًا | ve kehlen | ve yetişkin iken | |
وَإِذْ | ve iƶ | hani | |
عَلَّمْتُكَ | ǎllemtuke | sana öğrettim | |
الْكِتَابَ | l-kitābe | Kitabı | |
وَالْحِكْمَةَ | velHikmete | ve hikmeti | |
وَالتَّوْرَاةَ | ve ttevrāte | ve Tevrat’ı | |
وَالْإِنْجِيلَ | vel’incīle | ve İncil’i | |
وَإِذْ | ve iƶ | hani | |
تَخْلُقُ | teḣluḳu | yaratıyor | |
مِنَ | mine | -dan | |
الطِّينِ | T-Tīni | çamur- | |
كَهَيْئَةِ | kehey’eti | şeklinde bir şey | |
الطَّيْرِ | T-Tayri | kuş | |
بِإِذْنِي | biiƶnī | benim iznimle | |
فَتَنْفُخُ | fetenfuḣu | üflüyordun | |
فِيهَا | fīhā | içine | |
فَتَكُونُ | fe tekūnu | oluyordu | |
طَيْرًا | Tayran | kuş | |
بِإِذْنِي | biiƶnī | benim iznimle | |
وَتُبْرِئُ | ve tubriu | ve iyileştiriyordun | |
الْأَكْمَهَ | l-ekmehe | anadan doğma körü | |
وَالْأَبْرَصَ | vel’ebraSa | ve alacalıyı | |
بِإِذْنِي | biiƶnī | benim iznimle | |
وَإِذْ | ve iƶ | ve hani | |
تُخْرِجُ | tuḣricu | çıkarıyordun | |
الْمَوْتَىٰ | l-mevtā | ölüleri | |
بِإِذْنِي | biiƶnī | benim iznimle | |
وَإِذْ | ve iƶ | ve hani | |
كَفَفْتُ | kefeftu | savmıştım | |
بَنِي | benī | oğullarını | |
إِسْرَائِيلَ | isrāīle | İsrail | |
عَنْكَ | ǎnke | senden | |
إِذْ | iƶ | zaman | |
جِئْتَهُمْ | ci’tehum | sen onlara getirdiğin | |
بِالْبَيِّنَاتِ | bil-beyyināti | açık deliller | |
فَقَالَ | feḳāle | demişti | |
الَّذِينَ | elleƶīne | kimseler | |
كَفَرُوا | keferū | inkar eden(ler) | |
مِنْهُمْ | minhum | içlerinden | |
إِنْ | in | | |
هَٰذَا | hāƶā | bu | |
إِلَّا | illā | başka bir şey değil | |
سِحْرٌ | siHrun | bir büyüden | |
مُبِينٌ | mubīnun | apaçık | |
| | Ayet Meali |
İz kâlellâhu yâ îsebne meryemezkur ni’metî aleyke ve alâ vâlidetike iz eyyedtuke bi rûhil kudusi tukellimun nâse fîl mehdi ve kehl(kehlen), ve iz allemtukel kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle), ve iz tahluku minet tîni ke hey’etit tayri bi iznî fe tenfuhu fîhâ fe tekûnu tayran bi iznî ve tubriul ekmehe vel ebrasa bi iznî, ve iz tuhricul mevtâ bi iznî, ve iz kefeftu benî isrâîle anke iz ci’tehum bil beyyinâti fe kâlellezîne keferû minhum in hâzâ illâ sihrun mubîn(mubînun).
Elmalı Hamdi Yazır Allah şöyle diyecektir: «Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu´l- Kudüs (Cebrâil) ile desteklemiştim. Beşikteyken ve kemâle ermişken insanlarla konuşuyordun. Sana yazıyı, hikmeti, Tevrat´ı ve İncil´i öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış ve ona üflemiştin, o da iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle (hayata) çıkarmıştın. İsrailoğulları´na âyetlerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin: «Bu ancak apaçık bir sihirdir» dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum.
Diyanet Allah o zaman şöyle diyecek: «Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil´i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, «Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir» demişlerdi. Ahmed Hulusi Hani Allâh şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi an... Hani seni, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds kuvvesi ile teyit etmiştim... Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun... Hani sana Kitabı, Hikmeti, Tevrat`ı ve İncil`i talim etmiştim (bunlardaki ilmi, bilincinde açığa çıkarmıştım)... Hani Bi-izni (iznimle) balçıktan kuş şeklinde yaratıyor, onun içinde nefhediyordun da Bi-izni (iznimle) bir kuş oluyordu! Anadan doğma köre ve cüzzamlıya benim iznimle şifa veriyordun... Hani ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun... Hani İsrailoğullarını senden engellemiştim! Hani sen kendilerine delillerle gelmiştin de, onlardan hakikat bilgisini inkâr edenler şöyle demişti: `Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değil!`" Yaşar Nuri Öztürk Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem´in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs´le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap´ı, hikmeti, Tevrat´ı, İncil´i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil bu." Muhammed Esed İşte o zaman Allah şöyle diyecek: "Ey İsa, ey Meryem oğlu! Hatırla sana ve annene bağışladığım nimetleri, seni nasıl Kutsal Ruh ile güçlendirerek insanlarla beşikte iken ve yetişkin bir adam olarak konuşmanı sağladığımı; ve nasıl sana Tevratı ve İncili ihtiva eden vahiy ve hikmeti öğrettiğimi; nasıl Benim iznimle çamurdan, (sana uyanların) kaderini şekillendirdiğini ve sonra bunun Benim iznimle (onların) kaderi olabilmesi için ona üflediğini; ve nasıl iznimle körleri ve cüzamlıları iyileştirdiğini ve ölüyü ayağa kaldırdığını; sen İsrailoğullarına hakikatin bütün kanıtları ile geldiğinde ve onlardan hakikati inkara şartlanmış olanların, "Bu aldatmacadan başka bir şey değildir!" dedikleri zaman onların sana zarar vermelerine nasıl mani olduğumu. Edip Yüksel ALLAH diyecek ki: Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene bağışladığım nimetimi hatırla. Seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; böylece beşikteyken de yetişkin iken de halkla konuşuyordun. Sana kitabı, bilgeliği, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. İznimle balçıktan kuş heykeli yaratıyordun ve ona üfleyince de iznimle kuş oluveriyordu. Körü ve cüzzamlıyı iznimle iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrailoğullarına apaçık kanıtlar götürmene rağmen, içlerindeki inkârcılar, "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil" demişlerdi de seni onlardan kurtarmıştım. Mustafa İslamoğlu İşte o zaman Allah diyecek ki: "Ey Meryem oğlu İsa: sana ve annene bahşettiğim nimetimi hatırla! Hani, seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; insanlarla beşikte iken de erişkin iken de konuşuyordun! Hani, Ben sana vahyi ve hikmeti; yani Tevrat ve İncil’i talim ettirmiştim! Hani sen Benim iznimle çamurdan kuş maketi yapıyor, ona üflüyor ve o da Benim iznimle kuş oluveriyordu. Ve nasıl iznimle körleri ve cüzzamlıları iyileştiriyor ve yine iznimle ölüleri ayağa kaldırıyordun! Hani sen İsrailoğullarına hakikatin bütün delilleriyle; yani onlardan nankörlükte ısrar edenler "Bu sihirden başka bir şey değildir" dedikleri zaman, sana zarar vermelerine mani olmuştum! Hakkı Yılmaz Hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Senin üzerinde ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla! Hani Ben, seni Allah’ın vahyi ile güçlendirmiştim. Yüksek mevkide olan biri olarak ve yetişkin biri olarak insanlara konuşuyordun. Hani sana Kitabı, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri, Tevrât’ı ve İncîl’i öğretmiştim. Hani Benim iznimle/ bilgimle çamurdan; kilden (seramikten) kuş şekli gibi bir şey (Buhurdan) yapıyordun. Sonra da onun içine üflüyordun; aerosol oluşturuyordun, onlar da (hastalık yayan; aşılayan haşereler) Benim iznimle kuş oluveriyordu/çabucak gidiyorlardı. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle/ bilgimle iyileştiriyordun. Yine Benim iznimle/ bilgimle sosyal ölüleri çıkarıyordun/ canlandırıyordun. Ve hani İsrâîloğulları’na apaçık kanıtlarla gelip de onlardan Allah’ın ilâhlığına ve rabliğine inanmayanların: “Bu, ancak apaçık bir sihirdir” dedikleri zaman seni onlardan korumuştum. |
|
|
|