KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     5 : 116   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذْ ve iƶ ve yine
قَالَ ḳāle demişti ki
اللَّهُ llahu Allah
يَا عِيسَى yā ǐysā Îsa
ابْنَ bne oğlu
مَرْيَمَ meryeme Meryem
أَأَنْتَ eente sen mi?
قُلْتَ ḳulte dedin
لِلنَّاسِ linnāsi insanlara
اتَّخِذُونِي tteḣiƶūnī beni edinin
وَأُمِّيَ ve ummiye ve annemi
إِلَٰهَيْنِ ilāheyni iki tanrı
مِنْ min
دُونِ dūni başka
اللَّهِ llahi Allah’tan
قَالَ ḳāle dedi ki
سُبْحَانَكَ subHāneke sen yücesin
مَا
يَكُونُ yekūnu değildir
لِي benim (haddime)
أَنْ en
أَقُولَ eḳūle söylemek
مَا bir şeyi
لَيْسَ leyse olmayan
لِي benim için
بِحَقٍّ biHaḳḳin gerçek
إِنْ in eğer
كُنْتُ kuntu olsaydım
قُلْتُهُ ḳultuhu demiş
فَقَدْ feḳad muhakkak
عَلِمْتَهُ ǎlimtehu sen bunu bilirdin
تَعْلَمُ teǎ’lemu sen bilirsin
مَا olanı
فِي
نَفْسِي nefsī benim nefsimde
وَلَا ve lā ve
أَعْلَمُ eǎ’lemu ben bilmem
مَا olanı
فِي
نَفْسِكَ nefsike senin nefsinde
إِنَّكَ inneke şüphesiz sen
أَنْتَ ente sensin
عَلَّامُ ǎllāmu bilen
الْغُيُوبِ l-ğuyūbi gizlileri
 
Ayet Meali

Ve iz kâlellâhu yâ îsebne meryeme e ente kulte lin nâsittehizûnî ve ummiye ilâheyni min dûnillâh(dûnillâhi) kâle subhâneke mâ yekûnu lî en ekûle mâ leyse lî bi hakk(hakkın) in kuntu kultuhu fe kad alimteh(alimtehu) ta’lemû mâ fî nefsî ve lâ a’lemu mâ fî nefsik(nefsike) inneke ente allemul guyûb(guyûbi).



Elmalı Hamdi Yazır

Ve Allah demişti ki: «Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara: ´Beni ve annemi, Allah´tan başka iki tanrı edinin´ dedin?». «Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!».



Diyanet
Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, «Beni ve anamı, Allah´tan başka iki tanrı bilin» diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, «Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.



Ahmed Hulusi
Ve hani Allâh şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa!.. İnsanlara, `Allâh dûnunda beni ve annemi iki ilâh edinin` diye sen mi söyledin?"... (İsa) dedi ki: "Subhaneke (tenzih ederim seni)! Benim, Hak olmayanı söylemem nasıl mümkün olur? Eğer onu söylemişsem, (zaten) kesin sen onu bilmişsindir! Sen nefsimde olanı bilirsin, fakat ben senin nefsinde olanı bilmem! Kesin ki gaybların tamamını bilen sensin, sen!"



Yaşar Nuri Öztürk
Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah´ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"



Muhammed Esed
Ve işte o zaman Allah, "Ey İsa, ey Meryem oğlu!" dedi, "Sen insanlara, ´Allahtan başka tanrılar olarak bana ve anneme kulluk edin dedin mi?" (İsa) cevap verdi: "Sen yücelikte sonsuzsun! (Söylemeye) hakkım olmayan bir şeyi hiç söyleyebilir miyim? Bunu söylemiş olsaydım sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben Senin Zatında olanı bilmem. Şüphe yok ki, yaratılmış varlıkların idrakini aşan her şeyi tam bilen yalnız Sensin."



Edip Yüksel
ALLAH şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sen mi halka, ‘ALLAH’tan başka beni ve annemi de tanrı edinin’ dedin?" O şöyle cevap verecek: "Sen yücesin, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Zaten böyle bir şey söylemiş olsaydım sen bilirdin. Sen benim düşüncemi bilirsin; ancak ben senin düşünceni bilmem. Sen tüm gizemleri biliyorsun."



Mustafa İslamoğlu
Ve işte o zaman Allah "Ey Meryem oğlu İsa!" dedi, "Sen insanlara ’Allah’ın dışında, O’nun astı olarak beni ve annemi ilah edinin’ mi dedin? Cevap verdi: "Zatını tenzih ederim! Kendim için hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım elbette Sen bilirdin. Sen benim sırrıma erersin, fakat ben Senin sırrına eremem. Şüphesiz yaratılmışların idrakini aşan her şeyi bilen yalnızca Sensin.



Hakkı Yılmaz
(116-118)Ve hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Sen mi insanlara: ‘Beni ve annemi, Allah’ın astlarından iki tanrı edinin’ dedin?” Îsâ: “Sen arınıksın, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer ben onu demiş olsam, Sen, bunu kesinlikle bilmiştin. Sen, benim içimde/özümde olanı bilirsin, ben ise Senin zatında olanı bilmem. Şüphesiz Sen; görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği en iyi bilenin ta kendisisin! Ben, onlara sadece, Senin bana emrettiklerini; ‘Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin’ dedim. Ve ben, içlerinde olduğum müddetçe onlar üzerine tanıktım. Ne zaman ki Sen, beni vefat ettirdin; geçmişte yaptıklarımı ve yapmam gerekirken yapmadıklarımı bir bir hatırlattırdın/ beni öldürdün, Sen, onları gözetleyenin ta kendisi oldun. Ve şüphesiz Sen, her şeye en iyi tanık olansın. Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar, senin kullarındır ve eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Sen, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapanın ta kendisisin” dedi.