KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     5 : 41   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey
الرَّسُولُ r-rasūlu Elçi
لَا
يَحْزُنْكَ yeHzunke seni üzmesin
الَّذِينَ elleƶīne kimseler
يُسَارِعُونَ yusāriǔne yarış eden(ler)
فِي
الْكُفْرِ l-kufri küfürde
مِنَ mine
الَّذِينَ elleƶīne onlar ki
قَالُوا ḳālū derler
امَنَّا āmennā inandık
بِأَفْوَاهِهِمْ biefvāhihim ağızlariyle
وَلَمْ velem
تُؤْمِنْ tu'min inanmamış iken
قُلُوبُهُمْ ḳulūbuhum kalbleri
وَمِنَ ve mine ve arasında
الَّذِينَ elleƶīne olanlar
هَادُوا hādū yahudi(ler)
سَمَّاعُونَ semmāǔne kulak verirler
لِلْكَذِبِ lilkeƶibi yalana
سَمَّاعُونَ semmāǔne kulak verirler
لِقَوْمٍ liḳavmin bir kavme
اخَرِينَ āḣarīne başka
لَمْ lem
يَأْتُوكَ ye’tūke sana gelmemiş olan
يُحَرِّفُونَ yuHarrifūne onlar kaydırırlar
الْكَلِمَ l-kelime kelimeleri
مِنْ min
بَعْدِ beǎ’di bazısının
مَوَاضِعِهِ mevāDiǐhi yerlerinden
يَقُولُونَ yeḳūlūne derler
إِنْ in eğer
أُوتِيتُمْ ūtītum size verilirse
هَٰذَا hāƶā bu
فَخُذُوهُ feḣuƶūhu alın
وَإِنْ vein ve eğer
لَمْ lem
تُؤْتَوْهُ tu'tevhu verilmezse
فَاحْذَرُوا feHƶerū sakının
وَمَنْ ve men ve birini
يُرِدِ yuridi isterse
اللَّهُ llahu Allah
فِتْنَتَهُ fitnetehu şaşırtmak
فَلَنْ felen
تَمْلِكَ temlike sen yapamazsın
لَهُ lehu onun için
مِنَ mine karşı
اللَّهِ llahi Allah’a
شَيْئًا şey’en hiçbir şey
أُولَٰئِكَ ulāike işte onlar
الَّذِينَ elleƶīne o kimseler ki
لَمْ lem
يُرِدِ yuridi istememiştir
اللَّهُ llahu Allah
أَنْ en
يُطَهِّرَ yuTahhira temizlemesini
قُلُوبَهُمْ ḳulūbehum kalblerini
لَهُمْ lehum onlar için vardır
فِي
الدُّنْيَا d-dunyā dünyada
خِزْيٌ ḣizyun rezillik
وَلَهُمْ velehum ve onlar için vardır
فِي
الْاخِرَةِ l-āḣirati ahirette de
عَذَابٌ ǎƶābun bir azab
عَظِيمٌ ǎZīmun büyük
 
Ayet Meali

Yâ eyyuher resûlu lâ yahzunkellezîne yusâriûne fîl kufri minellezîne kâlû âmennâ bi efvâhihim ve lem tu’min kulûbuhum, ve minellezîne hâdû semmâûne lil kezibi semmâûne li kavmin âharîne lem ye’tuk(ye’tuke) yuharrifûnel kelime min ba’di mevâdııh(mevâdııhî), yekûlûne in utîtum hâzâ fe huzûhu ve in lem tu’tevhu fahzerû ve men yuridillâhu fitnetehu fe len temlike lehu minallâhi şey’â(şey’en) ulâikellezîne lem yuridillâhu en yutahhire kulûbehum lehum fîd dunyâ hızyun ve lehum fîl âhıreti azâbun azîm(azîmun).



Elmalı Hamdi Yazır

Ey peygamber, ağızlarıyla «inandık» deyip, kalbleriyle inanmamış olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler, «eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının» derler. Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah´a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalblerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır.



Diyanet
Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah´a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah´ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.



Ahmed Hulusi
Ey Rasûl! Kalpleriyle (şuurlu olarak - anlamını hissedip yaşayarak) iman etmedikleri hâlde, ağızlarıyla "İman ettik" diyenlerden küfürde koşuşanlar, seni mahzun etmesin... Yahudi olanlardan öylesi var ki, yalan uydurmak için veya sana gelmemiş bir topluluk adına (aracı olarak) dinleyendir... Yerli yerince söylenen Kelimeleri tahrif ederek, "Size şu verilirse alın, eğer o verilmez (Allâh hükmü ile hükmedilir) ise sakın yanaşmayın" derler... Allâh bir kimsenin dalâletini dilerse, artık onun için sen Allâh`tan bir şey bekleyemezsin... İşte onlar, Allâh`ın kalplerini arındırmayı dilemediği kimselerdir... Dünyada onlar için rezillik vardır... Sonsuz gelecek sürecinde de onlar için çok büyük azap vardır.



Yaşar Nuri Öztürk
Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara.



Muhammed Esed
Ey Peygamber! Hakikati inkarda birbirleriyle yarışanlardan dolayı üzülme: şu, ağızlarıyla "Biz inanıyoruz!" diyen, halbuki kalben inanmayanlardan ve her türlü yalanı can kulağıyla dinleyen ve (aydınlanmak için) sana gelmek yerine başka insanlara kulak veren Yahudilerden. Onlar, (vahyedilen) sözleri asıl bağlamlarından kopararak anlamlarını çarpıtırlar ve "Eğer size şöyle şöyle (bir öğreti) verilirse onu kabul edin; ama verilmezse uzak durun!" derler. (Onlara bakıp üzülme,) çünkü Allah, bir kişinin kötülüğe meyletmesini dilemişse Allahın onun hakkındaki iradesine hiçbir şekilde mani olamazsın. İşte onlar kalplerini Allahın temizlemek istemedikleridir. Onları bu dünyada zillet, öteki dünyada da korkunç bir azap bekler;



Edip Yüksel
Ey elçi, ağızlarıyla "Onayladık" dedikleri halde kalpleriyle onay­lamayanların inkârcılıktaki gayretleri seni üzmesin. Yahudilerin bir grubu var ki yalana kulak veriyor, seninle hiç karşılaşmamış bir topluluğu dinliyor. Kelimelerin anlamını kaydırıp: "Size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" diyorlar. ALLAH birini sınamak isterse ALLAH’a karşı kimse ona yardım edemez. İşte onlar, ALLAH’ın kalplerini temizlemeyi dilemediği kişiler. Onlar için dünyada aşağılanma ve ahirette de büyük bir azap var.



Mustafa İslamoğlu
Ey Peygamber! Yürekten iman etmedikleri halde ağızlarıyla "iman ettik" diyen kimseler arasından inkarda birbirleriyle yarışanlar seni üzmesin; Yahudileşenler arasından yalanı can kulağıyla dinleyen ve sana başvurmak yerine başka insanların laflarına kulak kesilenler de.. Onlar, sözleri asıl bağlamlarından kopararak manalarını çarpıtırlar, "Eğer size şu tür bir öğreti verilirse hemen alın; yok verilmezse sakın yaklaşmayın!" derler. Allah birini fitneye sokmayı dilemişse, Allah’ın onun hakkındaki iradesine hiçbir şekilde engel olamazsın. İşte onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir; onları dünyada zillet, ahirette korkunç bir azap bekler.



Hakkı Yılmaz
Ey Elçi! Kalpleri iman etmediği hâlde ağızlarıyla “İnandık” diyen kimseler ve Yahudileşmişlerden, durmadan yalana kulak veren ve sana gelmeyen kimseler için dinleyen/ casusluk eden, küfür; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddediş içinde koşuşan şu kimseler seni üzmesin. Onlar, kelimeyi yerlerinden kaydırıp değiştirirler. “Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!” derler. Allah, bir kimseyi dinden çıkma ateşine düşürmek isterse, sen Allah’a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve âhirette onlara çok büyük bir azap vardır.