KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     16 : 62   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَيَجْعَلُونَ ve yec’ǎlūne ve isnad ediyorlar
لِلَّهِ lillahi Allah’a
مَا şeyi
يَكْرَهُونَ yekrahūne hoşlanmadıkları
وَتَصِفُ ve teSifu ve uyduruyorlar
أَلْسِنَتُهُمُ elsinetuhumu onların dilleri
الْكَذِبَ l-keƶibe yalan
أَنَّ enne hakkında
لَهُمُ lehumu kendilerinin olacağı
الْحُسْنَىٰ l-Husnā en güzel sonucun
لَا hiç yok ki
جَرَمَ cerame şüphe
أَنَّ enne mutlaka
لَهُمُ lehumu onlara vardır
النَّارَ n-nāra ateş
وَأَنَّهُمْ ve ennehum ve onlar
مُفْرَطُونَ mufraTūne ona sürüleceklerdir
 
Ayet Meali

Ve yec’alûne lillâhi mâ yekrehûne ve tesıfu elsinetuhumul kezibe enne lehumul husnâ, lâ cereme enne lehumun nâre ve ennehum mufretûn(mufretûne).



Elmalı Hamdi Yazır

Müşrikler, kendilerinin hoşlanmadıkları şeyleri, Allah´a isnad ediyorlar. Dilleri, en güzel şeylerin kendilerine ait olduğunu yalan yere durmadan söyler. Hiç şüphesiz onlar için, sadece ateş vardır. Oraya en önde gidip kalacaklardır.



Diyanet
Kendilerinin hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah´a isnat ediyorlar. En güzel sonucun kendilerinin olduğunu anlatan dilleri de yalanın örneğini veriyor. Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır ve onlar, (ateşe) terkolunacaklar.



Ahmed Hulusi
(Müşrikler) hoşlanmadıkları şeyleri Allâh`a yakıştırırlar (melekler kızlarıdır diyerek)... Üstelik de yalan söyleyip, en güzel geleceğin kendilerine ait olduğunu iddia ederler. Şüphesiz onlara ateş vardır ve onlar en önde götürüleceklerdir.



Yaşar Nuri Öztürk
Kendilerinin bile çirkin bulacağı şeyleri Allah´a isnat ediyorlar. Dilleri de yalan düzüp donatıyor: En ileri güzellik onlarınmış! Kuşkusuz olan şu: Onlar için ateş vardır. Ve ona en önden gideceklerdir.



Muhammed Esed
Ve bir de, hoşlanmadıkları şeyi (önce) Allah´a yakıştırırlar; sonra da kalkıp bunu dile getirirken, sanki en güzel, en erdemli olan neyse onu hak etmişler gibi, gerçek dışı, yalan açıklamalarda bulunurlar. Aslında, onlar sadece ateşi hak etmektedirler ve şüphesiz kendileri (Allah´ın rahmetinden) uzak tutulacaklar!



Edip Yüksel
Hoşlanmadıkları şeyleri ALLAH’a malediyorlar ve kendilerinin iyiyi hakettikleri yalanını dillerinde geveliyorlar. Elbette, ateşe terkedilecekler.



Mustafa İslamoğlu
Hem kendilerinin hoşlanmadığı şeyi Allah’a layık görürler, hem de en güzel akıbete kendileri layıkmış gibi yalan beyanda bulunan dilleriyle kendilerini aldatırlar. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, ellerine geçen sadece ateş olacaktır; üstelik de onlar önden buyur edilecekler.



Hakkı Yılmaz
Ve beğenmediklerini Allah için ayırırlar. Ve dilleri, en güzelin kendilerine ait olduğunu, yalan yere söyler durur. Hiç şüphesiz onlar için ancak ateş vardır ve onlar, önden itileceklerdir.(Sonraki 16:60)