KUR'AN HARİTASI

 ANASAYFA  KUR'AN  KÖKLER  ETİMOLOJİ  İLETİŞİM 


      
 
 

     31 : 32   

 Ayete Git

*** Açıklamalar için lütfen tıklayınız!
Kelime satırı sonundaki Arapça Kök harflere tıklayarak ilgili köke, kökün tespit edilebilmiş anlam yelpazesine ve o kökten türemiş tüm Kur'an kelimelerine ulaşabilirsiniz.


Türkçe okunuşlarda...
' : kesik ses
ā : uzun "a" sesi verir.
ū : uzun "u" sesi verir.
ǎ : Üstünlü Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "a" sesi verir.
ǐ : Esreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "i" sesi verir.
ǔ : Ötreli Ayn harfi. Boğazın ortası hafif sıkılarak çıkarılır. Kalın "u" sesi verir.
: Hı harfi. Boğazın biraz evvelinden hırıltılarak çıkarılır. Kalın, hırıltılı "ha" sesi verir.
: Se harfi. Dilin ucuna üst dişler hafif bastırılarak okunur. İnce ve peltek "se" sesi verir.
H : Ha harfi. Boğazın tam ortası sıkılarak çıkarılır. Kalın "ha" sesi verir.
S : Sad harfi. Dilin ucu ön alt dişlerin yarısına bastırılarak çıkar. Kalın "sa" sesi verir.
: Kaf harfi. Dilin sonunu damağa vurarak çıkarılır. Kalın "ka" sesi verir.
ƶ : Zal harfi. Dil ucuna üst dişler hafif bastırılarak çıkarılır. İnce ve peltek "ze" sesi verir.
T : Tı harfi. Dilin ucu üst dişlerin etlerine yakın yerden çıkar. Kalın "ta" sesi verir.
Z : Zı Harfi. Dil ucuna üst dişler hafifçe bastırarak okunur. Kalın "za" sesi verir.
D : Dad harfi. Dilin yan tarafını üst azı dişlere vurarak çıkarılır. Kalın "da" sesi verir.
Arapça OkunuşTürkçe OkunuşKelime MealiKökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman
غَشِيَهُمْ ğaşiyehum onları sardığı
مَوْجٌ mevcun dalga(lar)
كَالظُّلَلِ kāZZuleli gölgeler gibi
دَعَوُا deǎvu yalvarırlar
اللَّهَ llahe Allah’a
مُخْلِصِينَ muḣliSīne yalnız has kılarak
لَهُ lehu O’na
الدِّينَ d-dīne dini
فَلَمَّا felemmā fakat o zaman
نَجَّاهُمْ neccāhum onları kurtarınca
إِلَى ilā
الْبَرِّ l-berri karaya çıkarıp
فَمِنْهُمْ feminhum içlerinden bir kısmı
مُقْتَصِدٌ muḳteSidun orta yolu tutar
وَمَا ve mā zaten
يَجْحَدُ yecHadu inkar etmez
بِايَاتِنَا biāyātinā bizim ayetlerimizi
إِلَّا illā başkası
كُلُّ kullu her
خَتَّارٍ ḣattārin gaddarlardan
كَفُورٍ kefūrin inkarcıdan
 
Ayet Meali

Ve izâ gaşiyehum mevcun kez zuleli deavûllâhe muhlisîne lehud dîn(dîne), fe lemmâ neccâhum ilel berri fe minhum muktesıd(muktesidun), ve mâ yechadu bi âyâtinâ illâ kullu hattârin kefûr(kefûrin).



Elmalı Hamdi Yazır

Onları kara bulutlar gibi bir dalga sardığı zaman, dini yalnız kendisine has kılarak Allah´a yalvarırlar. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise içlerinden doğru giden de bulunur. Bizim âyetlerimizi öyle nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez.



Diyanet
Dağlar gibi dalgalar onları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah´a has kılarak (ihlâsla) O´na yalvarırlar. Allah onları karaya çıkararak kurtardığı vakit içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Zaten bizim âyetlerimizi, ancak nankör hâinler bilerek inkâr eder.



Ahmed Hulusi
Onları kara bulutlar gibi bir dalga kapladığında, inançlarını sadece O`na hâlis kılarak Allâh`a dua ederler... Onları karaya (çıkarıp) kurtardığımızda, onlardan bazısı orta yolu tutar. İşaretlerimizi çok gaddar ve çok nankör olandan başkası bile bile inkâr etmez.



Yaşar Nuri Öztürk
Kara bulutlar gibi dalga kendilerini kuşattığı zaman; Allah´a, dini O´na özgüleyerek yalvarırlar. Fakat onları karaya çıkarıp kurtarınca, içlerinden sadece bir kısmı doğru yolu tutar. Bizim ayetlerimize, gaddar nankörlerin tümünden başkası karşı çıkmaz.



Muhammed Esed
Nitekim, dalgalar onları (ölümün) gölgeleri gibi kuşattığında, (o anda) bütün içtenlikleriyle yalnız ve sadece Allah´a bağlanarak O´na sığınırlar fakat Allah onları sağ salim kıyıya ulaştırdığında da bir kısmı yolun ortasında (inanmak ile inkar etmek arasında) kalıverirler. Ama hiç kimse, haince bir nankörlüğe kapılmadıkça mesajlarımızı bile bile reddetmez.



Edip Yüksel
Onları koca dalgalar sardığında, dini sadece ALLAH’a has kılarak O’na yalvarmaya başlarlar. Onları karaya çıkarıp kurtardığımız zaman bir kısmı orta bir yol tutar. Hain nankörlerden başkası ayetlerimizi reddetmez.



Mustafa İslamoğlu
Derken, dalgalar onları zifiri gölgeler gibi kuşattığında, yalnız O’na yönelerek başlarlar Allah’a yalvarıp yakarmaya; fakat onları sağ salim karaya çıkarır çıkarmaz, onlardan kimileri ortada kalarak (inanmakla inanmamak arasında) bocalar durur: zaten ayetlerimizi, habis kafirlerden başkası bile bile inkar etmez.



Hakkı Yılmaz
Ve gölgeler gibi bir dalga onları bürüdüğünde, O’nun için dini arındırarak Allah’a yalvarırlar. Ama ne zaman ki karaya çıkararak kurtardı, onlardan bir kısmı orta yolu tutar [iman ile Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetme arasında bir yol tutar, ikili oynar]. Ve bizim âyetlerimizi ancak, tam hain ve tam nankör olan kimseler bile bile inkâr eder.